Bel Ağrısı Gerçekten Önemli Bir Sağlık Sorunu Mu?

Fizyodemi May 2023

"Bel Ağrısı Gerçekten Önemli Bir Sağlık Sorunu Mu?

Bel ağrısı dünya genelinde insanların hayatını limitleyen ve iş kaybına yol açan sağlık problemlerinin başında gelmektedir ve bu bağlamda bireysel, toplumsal ve kamusal düzeyde ciddi ekonomik kayıplara neden olmaktadır.

Bel ağrısının dünya çağında sebep olduğu kayıpları belirlemede prevalans, insidans, remisyon, rekürrens gibi epidemiyolojik parametreler önemlidir.

İNSİDANS:

  • Bel ağrısı genelde tekrarlayan epizodlarla ilerler ve ilk kez bel ağrısı yaşayan yetişkinlerin oranı gittikçe artmaktadır. Semptomların kendini yineliyor olması ve yaygın görülme oranı insidans çalışmalarını zorlaştırmaktadır.
  • Bel ağrısının ilk görülme epizoduna odaklanan 4 çalışmada ilk defa bel ağrısı yaşayan insanların 1 yıl içindeki insidansı %6,3-%15,4 aralığındadır. Bel ağrısının ilk görüldüğü veya yinelediği epizodları değerlendiren 8 çalışmada insidans %1,5-%36 aralığında bulunmuştur.

REMİSYON:

  • Önceleri akut-subakut-kronik olarak sınıflandırılan bel ağrısı, giderek kronik-epizodik, farklı yollarla tekrarlayan bir durum olarak görülmektedir. Çoğu vakada gerçek remisyon nadirdir ve remisyon bir bakıma bel ağrısının tekrar etmediği bir zaman dilimidir.
  • Hastanın perspektifinden iyileşmenin anlamının araştırıldığı çalışmalar hastaların epizodlar arasında acı çektiklerini fakat bel ağrısının tekrarlaması açısından potansiyel olan şeyleri yöneterek değiştirdiklerini göstermektedir.
  • Bel ağrısının kronik-epizodik oluşu nedeniyle remisyon süresinin doğru bir şekilde belirlenmesinde, ağrının başlangıç zamanı, konsültasyon zamanı ve takip süreleri hesaba katılmalıdır.
  • Sosyoekonomik düzeyi yüksek ülkelerde yapılan 2 çalışmaya göre ilk kez görülen veya yineleyen bel ağrısındaki remisyon oranı %54-%90 aralığındadır.

DURASYON:

  • Bel ağrısında durasyonu belirlemek için yapılan kohort çalışmalar azdır ve çalışmalarda da yüksek derece çeşitlilik vardır.

REKÜRRENS/NÜKSETME:

  • Bel ağrısının hikayesi birkaç gün veya yıllar boyunca süregiden farklı şekillerde gözlenebilir.
  • 1 günden uzun süren aktivite limitleyici bel ağrısı yaşayan insanların ağrıları, rekürrent epizodlarla devam etmektedir ve daha uzun süren ve daha üst düzey disabiliteyle ilişkilendirilmektedir.
  • Rekürrent hastalarda gövde hareket kısıtlılığı artmakta ve bu da bel ağrısının yineleme olasılığını arttırmaktadır.
  • Bel ağrısında rekürrens oranı yaşla birlikte artmaktadır ve kadınlar erkeklere göre rekürrense daha yatkındır.
  • Rekürrent bel ağrısı 10-16 yaşları arasındaki okul çocuklarında da yaygındır.

PREVALANS:

  • Genel populasyonda bel ağrısının prevalansı süre bakımından:
    • Nokta prevalans ortalama %18,1, yıllık prevalans %38,1
    • Ağrının en az 1 gün devam ettiği durumlarda prevalans %25,7, ağrı süresinin belirtilmediği durumlarda %31,8,
  • veya ağrı topoğrafyası açısından:
    • Bel veya omurga ağrısı prevalansı %26,2 veya %27,9
    • 12. Kosta bitiminden gluteal çizgilere kadar olan alandaki ağrı prevalansı %31,7,

MORTALİTE:

  • Bel ağrısı ve mortalite oranının araştırıldığı çok az çalışma vardır ve bir bağlantı bulunamamıştır. Bir çalışmada bel ağrısı olan insanların koroner kalp hastalığından ölme riskinin artabileceği düşünülmektedir.

SEBEPLER:

  • Bel ağrıları anatomik yapılardan kemikler, intervertebral diskler, eklemler, ligamentler, kaslar, nöral yapılar ve kan damarlarından kaynaklanabilir.
  • Bel ağrılarının yaklaşık %5-15 lik bölümü osteoporotik kırık, neoplasm veya enfeksiyon gibi spesifik nedenlerle alakalıdır, kalan %85-95 lik bölümde spesifik sebep net değildir.
  • Bel ağrısının sebeplerini araştıran çalışmalardaki metodolojik çeşitliliğe bağlı olarak, sebeplerle ilgili kesin sonuçlara varmak zordur.

RİSK FAKTÖRLERİ:

  • Yaş bel ağrısındaki en yaygın risk faktörlerinden biridir. Bel ağrısının insidansı 3. dekatta en yüksektir ve prevalans 60-65 yaşlarına kadar artmaktadır, sonra kademeli olarak azalmaktadır.
  • Bel ağrısının adolesanlarda da giderek yaygınlaştığını gösteren çalışmalar gün geçtikçe artmaktadır.
  • Bel ağrısının kadınlardaki prevalansı daha yaygındır ve kadınlardaki iş kaybı erkeklere göre daha fazladır, bununla birlikte kronik bel ağrısının oluşmasına daha yatkındır.
  • Düşük eğitim seviyesi bel ağrısının prevalansının artışıyla ilişkilendirilmiştir, ayrıca bel ağrısının oluşumu ve sosyal statü düzeyi arasında ters orantı vardır.
  • Bel ağrısı oluşumunda vücut ağırlığı düşük risk faktörüdür, fakat bazı çalışmalar BMI(vücut kütle indeksi) 30 ve üstü olduğu kişilerde bel ağrısı oluşum riskinin arttığını göstermektedir.
  • Lumbal disk dejenerasyonlarında herediter özelliklerin büyük rol oynadığını ve iş veya spora bağlı ağır fiziksel yüklenmenin artık eskiden düşünüldüğü kadar önem arz etmediğini gösteren çalışmalar vardır.
  • Psikososyal faktörler, akuttan kroniğe, bel ağrısıyla önemli ölçüde ilişkilendirilmektedirler.
  • Psikososyal işyeri faktörleri (memnuniyetsizlik, monoton görevler, yetersiz iş ilişkileri, işyerinde sosyal destek eksikliği, talepler, stres vb.) de bel ağrısının oluşumunun artışıyla ilşkilendirilmektedirler.
  • İşle alakalı olarak, el işleri, öne eğilme, gövdeden dönme ve bütün vücudu etkileyen titreşim içeren ağır iş biçimleri bel ağrısı oluşumundaki önemli risk faktörleri arasındadır.

Bel ağrısı, iş ve üretkenlik kaybına ve çok yüksek finansal yüklere yol açmaktadır, düşük gelirli ülkelerde bu etki tahrip edici boyutlara ulaşabilir.

Bel ağrısı için; ABD’de 1998 yılında 90.7 milyar dolar, UK’da 2000 yılında 11 milyar euro, Avustralya’da 2001 yılında 9,17 milyar dolar finansal harcama yapılmıştır.

‘’Bel ağrısının uzun dönem gidişatını ve etkilerini anlamak, daha kapsamlı sonuçlara ulaşmak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır ve standardize vaka tanımı kullanımı epidemiyolojik çalışmalarda, çalışmalar arasındaki karşılaştırmayı ve bilgi kullanımını geliştirecektir.

Hoy D, Brooks P, Blyth F, Buchbinder R. The Epidemiology of low back pain. Best Pract Res Clin Rheumatol. 2010 Dec;24(6):769-81. doi: 10.1016/j.berh.2010.10.002.

Daha Fazla Oku: Bel Ağrısı Olan Hasta Ne İster?

Paylaş:

Yorumlar (0)

Bu yazıya henüz yorum yapılmamış.

bu içerikleri beğeneceğinizi düşünüyoruz

Campus Online Kariyer Rehberi

Fizyodemi

Daha fazla benzer içerikten haberdar olmak için abone olun

Size özel bir deneyim sunmak için yasal düzenlemelere uygun çerezler(cookies) kullanıyoruz. Detaylı bilgiye Gizlilik ve Çerez Politikası sayfamızdan erişebilirsiniz.