Kronik Bel Ağrılı Hastalarda, Fizyoterapistlerin Tutum Ve İnanışları Klinik Uygulamayı Etkilemektedir

Fizyodemi May 2023

 

"Kronik Bel Ağrılı Hastalarda, Fizyoterapistlerin Tutum ve İnanışları Klinik Uygulamayı Etkilemektedir: Nitel ve Nicel Araştırmaların Sistematik Derlemesi "

Kronik bel ağrısı, birçok fiziksel, psikolojik ve sosyal faktörlerden –zayıf iyileşmeye ve uzamış yetiyitimine neden olan- etkilenen kompleks bir bozukluktur. Klinik uygulama rehberleri, hastanın tedavisine karar verilirken biyopsikososyal faktörlerin değerlendirilmesini önerir çünkü bu faktörler tedavi sonuçlarının en önemli belirleyicileridir. Aynı zamanda, kronik bel ağrısında biyopsikososyal yaklaşım biyomedikal odaklı yaklaşımdan daha üstündür. Rehberlerin bunu onaylamalarına rağmen fizyoterapistler bu yönlendirmelere uymama eğilimindedir.

Kronik bel ağrısının yönetiminde fizyoterapistlerin eğitimi, biyomedikal yaklaşım üzerine odaklanmaktadır. Bu yaklaşımda ağrı, yapısal veya biyomekanik defisite atfedilir ve hastanın tedavisinde bu faktörler üzerine odaklanılır. Ancak, fizyoterapistlerin biyopsikososyal yaklaşımla eğitimi oldukça kısıtlı kalmaktadır. Dolayısıyla, kronik bel ağrısının yönetiminde fizyoterapistler, fiziksel patolojiye odaklanan, semptom ve fiziksel etkilenimlerin üzerine giden biyomedikal modeli benimseme eğilimindedirler.

Sağlık profesyonellerinin, sağlık ve hastalık hakkındaki tutum ve inanışları, hastalarını tedavi ederken izleyecekleri yolda önemli rol oynar. Planlı davranış teorisine göre davranış, kişinin davranışının olası sonuçları hakkında sahip olduğu tutum ve inanışlar tarafından belirlenir. Tutum ve inanışları tanımlamak oldukça güçtür. Buna, altta yatan kognitif süreçlerin karmaşıklığı ve çevresel ve sosyal etkileşimlerin etkileri neden olmaktadır. Bu, hastanın kişisel sunumunun ve klinik ortamın sağlık profesyonelinin kişisel tutumlarını ve inanışlarını etkileyebildiği kronik bel ağrısı durumunda anlamlı hale gelir.

Kronik bel ağrısı, hastanın ağrı algısı, psikososyal durumu, hastanın davranışı ve objektif ölçümler arasındaki tutarlılığın derecesinden etkilenmektedir. Sağlık profesyonellerinin tutum ve inanışlarının, bel ağrısı rehberlerine uyumu etkilediği gösterilmiştir. Örneğin: biyomedikal tedaviye yönelimi olan ve yüksek düzeyde korku kaçınma inanışları olan sağlık profesyonelleri rehberlere daha az uyum göstermektedir.

Araştırma sorusu: Fizyoterapistlerin kronik bel ağrısı hakkındaki tutum ve inanışlarının kronik bel ağrısı olan kişilerin klinik yönetimi üzerinde ne gibi etkileri vardır?

Sonuç

Araştırmaya beş nicel, beş nitel çalışma dâhil edilmiş. Nicel araştırmaların, fizyoterapistlerin kronik bel ağrısı hakkındaki tutum ve inanışlarını belirlemek için tedavi yönelimi ve korku kaçınma ölçümlerini kullandığı görülmüş. Nicel araştırmalar, yüksek biyomedikal yönelime sahip olanların (ağrı ve yetiyitiminin spesifik yapısal etkilenimden kaynaklandığını, tedavinin bu etkilenimi gidermek için seçilmesi gerektiğini öngören inanış), işe ya da aktiviteye geri dönmenin hasta için tehlikeli olduğu düşüncesi ile –işe, aktiviteye geri dönmeyi geciktirme- ilişkili olduğunu göstermiş. Fizyoterapistlerin korku kaçınma skorlarının, artmış sağlık raporu süresi ile işe/normal aktivite seviyesine dönmeyi geciktirme yaklaşımı ile pozitif korelasyona sahip olduğu görülmüş. Nitel araştırmalar da, kronik bel ağrısı tedavisindeki yaklaşımları ile ilişkili olan fizyoterapistlerin tutum ve inanışlarına atfedilen iki ana temayı ortaya çıkartmış: tedavi yönelimi ve hasta faktörleri.

Fizyoterapistlerin tutum ve inanışlarının yanında terapist-hasta faktörleri kronik bel ağrısındaki klinik uygulamaları etkilemektedir. Bu durum, güncel klinik rehberlerin ve hastaların bakımındaki yeni tedavi modellerinin kavranmasını etkileyebilir.

Bu konu hakkında önceden bilinenler: Klinik uygulama rehberleri, kronik bel ağrılı hastalarda biyopsikososyal faktörlerin değerlendirilmesini tavsiye etmektedir fakat çoğu fizyoterapist bu faktörleri değerlendirmemekte ve bunları tedavi etmemektedir.

Bu çalışma bize ne kattı ? 
Nicel ve nitel araştırmalar, tedavi yönelimi ve klinik uygulama arasındaki ilişkiyi teyit etmiştir. Yeni klinik uygulama modelleri ortaya çıkartılırken hem fizyoterapistin tedavi yönelimi hakkındaki tutum ve inanışları hem de terapist-hasta faktörleri düşünülmelidir. Böylece, yeni klinik uygulamanın benimsenmesi en düzeye çıkartılabilir.

Gardner T, Refshauge K, Smith L, McAuley J, Hübscher M, Goodall S. Physiotherapists beliefs and attitudes influence clinical practice in chronic low back pain: a systematic review of quantitative and qualitative studies. J Physiother. 2017 Jul;63(3):132-143.

Paylaş:

Yorumlar (0)

Bu yazıya henüz yorum yapılmamış.

bu içerikleri beğeneceğinizi düşünüyoruz

Campus Online Kariyer Rehberi

Fizyodemi

Daha fazla benzer içerikten haberdar olmak için abone olun

Size özel bir deneyim sunmak için yasal düzenlemelere uygun çerezler(cookies) kullanıyoruz. Detaylı bilgiye Gizlilik ve Çerez Politikası sayfamızdan erişebilirsiniz.