Kronik Yorgunluk Sendromlu Hastalarda Fizyoterapinin Yorgunluk ve Fiziksel Fonksiyona Etkisi

Ece YÜKSEL May 2023

Kronik yorgunluk sendromu (CFS), hastalık öncesi aktivite düzeylerinde ve yaşam kalitesinde ciddi bozulma ile ilişkili, karmaşık bir çoklu sistem durumudur. CFS’li bireylerin semptomlarında fiziksel egzersiz, ortostatik stres ve bilişsel görevler gibi çeşitli zorlanmalar sırasında ve sonrasında artış görülmüştür.

Kronik yorgunluk sendromu, altı aydan daha uzun süreli tıbbi olarak açıklanamayan yorgunluk ile karakterize edilen bir hastalıktır. Hastalar, sağlık personelleri de dahil olmak üzere başkalarınn anlayamamasından dolayı daha da kötüleşebilecek önemli sakatlık ve sıkıntılar yaşarlar.

Yorgunluğa eklem ağrısı, zayıf konsantrasyon ve efor sonrası halsizlik gibi diğer şikayetler eşlik eder, bu da günlük aktivitelere katılım konusunda kısıtlamalara neden olur. Artan kanıtlar, santral sensitizasyonun birçok CFS semptomunun açıklaması olabileceğini düşündürse de, durumun kesin etiyolojisi bilinmemektedir. Öznel yapısı nedeniyle, yorgunluğun nesnel olarak tanımlanması ve ölçülmesi zordur.

İdiyopatik kronik yorgunluğa aşağıdaki semptomlardan dört veya daha fazlası eşlik ediyorsa;

  • yorgun uyanma, 
  • efordan sonra uzun süreli halsizlik (24 saatten fazla süren)
  • hafıza veya konsantrasyon bozukluğu
  • boğaz ağrısı
  • hassas servikal veya aksiller lenf nodları
  • kas ağrısı
  • şişlik veya kızarıklık olmayan çok eklemli ağrı
  • yeni tip veya şiddetli baş ağrıları – CDC (Centers for Disease Control)  kriterlerine göre CFS tanısı konur. 

Kas ağrısı bu semptomların en yaygın olanıdır ve CFS hastalarının %93’ünü etkiler. Bununla birlikte, CFS’te meydana gelen kronik idiyopatik ağrı iyi anlaşılamamıştır, CFS henüz iyi anlaşılmış bir patoloji değildir ve sonuçları etkileyebilecek fiziksel mekanizmalar üzerinde daha fazla çalışılmasına ihtiyaç vardır.

Bu derlemeyi başlatan çok sayıda makale ve ilgili kanıtları elde etmedeki zorluk göz önüne alındığında, derlemedeki bilimsel kanıt araştırması önem arz etmektedir. Sorunlardan biri de makalelerin birçoğunun tedaviyi uygulayan sağlık uzmanının niteliğinin belirtilmemesidir (örneğin, bir fizyoterapist).

Bourke ve arkadaşları, geçtiğimiz günlerde, Uyarlanabilir Adımlama Terapisi (APT – Adaptive Pacing Therapy), Bilişsel Davranış Terapisi (CBT – Cognitive Behavioral Therapy) ve Kademeli Egzersiz Terapisi’nin (GET – Graded Exercise Therapy) ağrı semptomları üzerindeki etkilerini test eden randomize paralel kontrollü çalışma bildirmiştir.

Keech ve arkadaşları, aerobik egzersizin CFS hastalarında sürekli yorgunluk alevlenmesine neden olduğunu, ancak lökosit gen ekspresyonundaki değişikliklerle alakalı olmadığını bulmuştur. Sandrler ve arkadaşları aralıklı ve sürekli egzersiz programlarını karşılaştırmıştır ve aralıklı egzersiz sonrası CFS semptomlarının alevlenmesinin, sürekli egzersizden daha yüksek olmadığını göstermiştir.

Yazarlar, iki egzersiz türünün benzerliğinden ve yorgunluğun şiddetlenme derecesinden, sürekli aerobik yaklaşımlara bir alternatif olarak GET’in bir parçası olan aralıklı egzersizlerin araştırılması gerektiği sonucuna varmışlardır. Marques ve arkadaşları, açıklanamayan kronik yorgunluktan muzdarip hastalar için kısa bir otokontrol tabanlı fiziksel aktivite programı için “yorgunluğunuzu kontrol etmek için 4 adım” programı geliştirmiştir. Bu programda, kademeli egzersiz ve adımlama birleştirilmiştir. Literatürdeki son makale bulunamadığından bu makale çalışmaya dahil edilememiştir.

Kronik yorgunluk sendromunun neden olduğu en yaygın semptomlar göz önünde bulundurulduğunda, fizyoterapist tarafından gerçekleştirilen doğru ve bilinçli bir müdahalenin, yakın zamanda yapılan bir epidemiyolojik incelemenin fiziksel aktivitenin yorgunluğu azaltabileceği ve enerjiyi artırabileceği sonucuna vardığı çeşitli çalışmalarda da gösterildiği gibi, önemli ölçüde yararlı olabileceğine inanılmaktadır. CFS için rehabilitasyon tedavisi, normal günlük yaşam aktivitelerinin kısıtlamalarının iyileştirilmesini ve sürdürülmesini amaçlamaktadır.

Hedefe ulaşmak için fizyoterapi tek başına yeterli değildir. CBT tedavisi literatürde en çok çalışılanlardan biridir ve hastaların günlük yaşam aktivitelerindeki bağımsızlığı ve semptomlarını kontrol etmelerini iyileştirmede başarılı sonuçlar vermiştir. Bununla birlikte, en iyi sonucu belirleme ihtiyacı, yazarı fiziksel aktiviteyi dahil etmeye teşvik etmiştir.

Egzersiz, mobilizasyon ve vücut farkındalığı (örn. MRT ve GET) gibi fizyoterapi tekniklerini destekleyen rehabilitasyon programları, CFS hastalarında orta ve uzun süreli yorgunluk şiddetini azaltmada en etkili programlar olmuştur. Bununla birlikte, tüm sonuçlara bakıldığında, en başarılı sonuçlar psikolojik tedavi (CBT) ve fizyoterapi rehabilitasyon tedavilerinin kombinasyonlarından gelmiştir. Ayrıca fonksiyonları iyileştirebilecek başka fizyoterapi türleri de vardır. Egzersiz terapisinin sonuçları daha da kötüleştirebileceğine dair bir kanıt yoktur.

Hazırlayan: Ece YÜKSEL
Referans: Galeoto, G., Sansoni, J., Valenti, D., Mollica, R., Valente, D., Parente, M., & Servadio, A. (2018). The effect of physiotherapy on fatigue and physical functioning in chronic fatigue syndrome patients: a systematic review. La Clinica Terapeutica, 169(4), e184-e188.

Daha Fazla Oku: Kansere Bağlı Yorgunluk

Paylaş:

Yorumlar (0)

Bu yazıya henüz yorum yapılmamış.

bu içerikleri beğeneceğinizi düşünüyoruz

Campus Online Kariyer Rehberi

Fizyodemi

Daha fazla benzer içerikten haberdar olmak için abone olun

Size özel bir deneyim sunmak için yasal düzenlemelere uygun çerezler(cookies) kullanıyoruz. Detaylı bilgiye Gizlilik ve Çerez Politikası sayfamızdan erişebilirsiniz.