No products in the cart.
Sporcu Sağlığı
Ayak ve ayak bileği motokros yaralanmalarının epidemiyolojik bir çalışması
Motokros popülaritesi artan ve dünya çapında 8 milyon tarafından uygulanan bir spordur. Motokros sporundan kaynaklı ayak ve ayak bileği yaralanmalarıyla ilgili literatürde az kanıt mevcuttur.
Ayak ve ayak bileği yaralanmaları bu spor içerisinde yaygın ve tüm yaralanmaların önemli bir kısmını temsil ettiği bulunmuştur. %20’nin üzerinde oluşan çoklu yaralanmaların mekanizmasının binicinin motorun üzerinden fırlaması sonucu oluştuğuna inanılmaktadır.
%80’nin üzerinde ise genelde cerrahi gerektiren yüksek enerji yaralanmaları görülmüştür.
Motokros spor etkinlikleri ile ayak ve ayak bileği yaralanması modelleri arasındaki ilişkiyi araştıran az sayıda yayınlanmış çalışma vardır. Bu prospektif çalışma, bu yaralanmalarla ilgili deneyimlerin belgelendiği ve değerlendirdiği Birleşik Krallık içindeki türünün ilk kapsamlı çalışması olarak görülmektedir.
Bu çalışmadaki veriler 5 yıl boyunca (Ağustos 2010-Ağustos 2015) sadece motokros sporunun neden olduğu yaralanmalardan oluşturulmuştur.
Sonuçlar:
Yaralanmaların çoğu erkek bireylerde görülmüştür.
Ayak ve ayak bileği ile ilişkili motokros yaralanmaları daha çok 21-30 yaş grubunda kaydedilmiştir.
Yaralanmalar en çok Mart ve Nisan aylarında meydana gelmektedir. Bu da yarış sezonu başlangıcını temsil etmektedir. Kış tatilinden sonra zemin koşulları ve uzun süredir antreman yapmamak yarışçıları yarlanmalara karşı korunmasız hale getirmiştir.
Hastaların çoğunun ayak ve ayak bileği yaralanmaları sonrasında konservatif tedaviyle tedavi oldukları görülmüştür.
En yaygın yaralanma ayak bileği kırıkları (n=49,%23), bunu takiben ayak bileği sprain (n=44,%21) ve metatarsal kırıklardır (n=36,%17).
Klinik çıkarım: Motokros sporunun artan popülaritesi ile yaralanmalar artmıştır. Yaralanmaların bu şekilde artması, özellikle klinik süre ve hastanede yatış süresi olmak üzere yerel kaynaklara ciddi talep ile operasyonel yönetimin artmasına neden olmuştur. Tehlikeli bir spor olduğu için klinikte uzuvları ve yaşamı tehlikeye atacak yaralanmaların meydana gelebileceği ve klinisyenin önemli bir travma merkezine doğru triyajın gerekli olabileceğini unutmaması gerekmektedir.
Hazırlayan Berna Kılıç